Türkiye’nin İnternet Üzerindeki Kontrolü Seçimleri Tehdit Ediyor

Türkiye’nin İnternet Üzerindeki Kontrolü Seçimleri Tehdit Ediyor - Digital

Teknoloji Firmaları Haklara Öncelik Vermeli, Hükümet Çevrimiçi Sansürü Sona Erdirmeli

(İstanbul, 10 Mayıs 2023) — ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, bugün yayınlanan soru-cevap formatında hazırladıkları raporda, Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimlerde, seçmenlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin seçim sonuçlarını değiştirmek amacıyla dijital ortam üzerinde önemli bir kontrol uygulayacağı endişesiyle sandık başına gideceklerini belirttiler.

ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) önemli bir seçim mücadelesiyle karşı karşıya olduğu parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin internet ortamına yönelik potansiyel tehditleri inceledi. Rapor, muhalif görüşleri internet ortamında bastırma konusunda bir geçmişe sahip olan hükümetin dijital sansür araçlarından oluşan geniş imkanları ne şekilde sağladığını açıklıyor. Raporda ayrıca sosyal medya platformları ve mesajlaşma servislerinin bu önemli seçimde insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmeleri için atmaları gereken ek adımlar da ayrıntılı şekilde açıklanıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Kıdemli Teknoloji Araştırmacısı Deborah Brown, “Türkiye hükümeti, seçim öncesinde sosyal medya ve bağımsız çevrimiçi haber siteleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırma ve sansür uygulama çabalarını hızlandırdı. Seçim, hükümetin şirketleri tahakküm altına alma çabalarına rağmen, Türkiye’deki seçmenlerin bağımsız haberlere erişim,      seçim ve sonuçları hakkındaki görüşlerini ifade etmek için sosyal medyaya güvenip güvenemeyeceklerini test edecek” dedi.

Hükümet, seçim sırasında muhalif görüşlerin yayılmasını engellemek için sosyal medya platformlarını tehdit etmekten veya kısıtlamaktan kaçınmalıdır. Sosyal medya platformları ve mesajlaşma servisleri, Türkiye’deki seçmenlerin demokratik bir seçime katılım hakkına saygı göstererek hükümet baskısına direnmeli ve kısıtlamalara karşı acil durum planlarını uygulamaya koyarak kâr etmek yerine insan haklarına öncelik vermelidirler.

Geçtiğimiz yıllarda hükümet kontrolündeki yargı önünde, cumhurbaşkanı ve hükümeti internet üzerinden eleştirmeleri, hatta önemli makaleleri sadece sosyal medyada paylaşmaları veya beğenmeleri nedeniyle gazeteciler, siyasi rakipler ve diğer kişiler hakkında yürütülen yargılamaların sayısı artmıştır. İnternet sitelerine erişim sıklıkla hükümet talimatlarıyla engellenmekte, karşıt görüşleri ifade eden içerikler kaldırılmaktadır. Şubat 2023’teki yıkıcı depremlerin ardından olduğu gibi, siyasi huzursuzluk dönemlerinde veya hükümete yönelik eleştiri beklendiğinde popüler sosyal medya ağlarına erişim engellenmiştir.

Ekim 2022’de mevzuatta yapılan yeni değişikliklerle içeriği belirsiz bir “gerçeğe aykırı bilgiyi yayma” suçu ve seçimler sırasında internet ortamındaki baskıyı artırmak için şirketlere yönelik genişletilmiş yükümlülükler getirildi. Hükümetin kullanıcı verilerinin iletilmesi veya içeriğin çıkarılmasına yönelik taleplerini reddeden sosyal medya platformlarının Türkiye’de fiilen kullanılamaz hale gelecekleri ağır para cezalarıyla veya bant genişliği kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalmaları mümkün.

ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye makamlarını sivil toplum üzerindeki baskılara son vermeye ve özellikle seçimler öncesinde ve sırasında ifade özgürlüğü ve mahremiyet haklarını güvence altına almaya çağırmaktadır. Türkiye’nin gelecekteki herhangi bir hükümeti, bu konuya ilişkin ülke mevzuatını yeniden değerlendirmeli ve mevzuatın insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu olmasını sağlamalıdır.

Bunun tersine, internet ortamındaki manipülatif davranışlar Türkiye’nin siyasi tartışmalarında yaygın şekilde görülmektedir. Geçmiş seçimler öncesinde, sosyal medyada sahte hesaplardan oluşan geniş ağlar hükümet yanlısı görüşleri dolaşıma soktu. İnternete yönelik tehditler seçime katılan siyasi partilerin de gündemine girmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin kendisini itibarsızlaştırmak amacıyla bir algoritmaya bağlı olarak sahte ses ve video klipleri yayma planı hakkında bilgisi olduğunu iddia etti.

Özellikle seçimler sırasında, seçim gözlemcileri gibi bağımsız kaynaklardan zamanında ve doğru sonuçlara erişim büyük önem taşımaktadır. Sivil toplum kuruluşları, muhalefet partileri ve gönüllüler, izleme faaliyetlerine dayalı olarak seçim sonuçlarını yaymakta sosyal medyaya, seçim usulsüzlüklerini tespit etmek ve araştırmakta da dijital araçlara güvenmektedirler. Ancak seçim günü hükümet, kendi söylemleriyle uyumlu olmayan bilgileri dolaşıma sokan sosyal medya platformlarına erişimi sınırlamak için tüm sansür yetkilerini kullanabilir.

BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri uyarınca şirketler, faaliyetlerinin demokratik seçimlere katılma hakkını zedelemeye katkıda bulunan yönlerini ele almak da dahil olmak üzere, insan haklarına saygı gösterme ve ihlalleri giderme yükümlülüklerine sahiptir.

Sosyal medya ve mesajlaşma platformları son yıllarda birkaç başka ülkede, demokratik seçimlere katılımı düşürme amacıyla kullanılmalarını engelleyememeleri nedeniyle denetlemeye alınmıştır. Şirketler, bu zorlukların doğru bir şekilde anlaşılması ve ele alınması için gerekli kaynaklara öteden beri yeterince yatırım yapmamış, bazı durumlarda demokratik seçimlerin engellenmesine katkıda bulunabilecek araçlar da sağlamışlardır.

ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü popüler sosyal medya şirketlerinin politikalarını inceledi ve sadece Meta ve TikTok’un Türkiye’deki seçimlerle ilgili yaklaşımlarını açıkladıklarını tespit etti. Twitter ve YouTube’un seçimlerle ilgili genel politikaları bulunmakta, Telegram’ın dezenformasyon veya seçimle ilgili erişime açık bir politikası bulunmamaktadır.

ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1 Mayıs’ta Meta, Telegram, TikTok, Twitter ve YouTube’a mektup yazarak Türkiye’deki seçimler bağlamında insan haklarını korumak için ayırdıkları kaynakları sordu.  Meta ve TikTok, Türkiye’nin seçimlerine yönelik özel çabalarıyla ilgili haber duyurularına ilişkin bağlantıları iletti.

TikTok, haber duyurusuna ilişkin daha ayrıntılı açıklama yaparak Türkiye’deki seçimlerle ilgili hazırlıklarının Ağustos 2022’de başladığını, içerikleri denetlemek ve politikalarını ihlal eden yerel söylemleri tespit etmek için anadili Türkçe, Kürtçe ve Arapça olan kişilerle çalıştığını belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ARTICLE 19, diğer şirketlerin hiçbirinden ayrıntılı sorularına dair yanıt alamadı.

Şirketlerin hiçbiri Türkiye’deki seçimler için ayırdıkları kaynaklar konusunda tam anlamıyla şeffaf olmadılar. Şirketlerin çoğu, platformlarının ve hizmetlerinin seçim sonuçlarıyla ilgili hatalı bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmamalarını ve sürecin bütünlüğüne zarar vermemelerini sağlamak için birbiriyle çelişecek seçim zaferi ve seçim hilesi iddialarıyla nasıl başa çıkmayı planladıklarını açıklayamadı.

Twitter’ın uzun süredir devam eden, devlete bağlı olduğunu değerlendirdiği hesapları etiketleme politikasına rağmen, Türkiye devletinin haber ajansı Anadolu Ajansını “devlete bağlı” olarak etiketlememesi özellikle endişe vericidir. Seçim günü, bu ajansın, bağımsız izleme organlarının bulgularıyla büyük ölçüde çelişebilecek AKP zaferine ilişkin erken iddialar da dahil olmak üzere, hükümet lehine çarpıtılmış seçim sonuçlarının birincil kaynağı olması beklenmektedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ARTICLE 19, şirketlerin içerik çıkarma ve veri temini taleplerine yanıt verirken yetkililerden gelen baskılara direnmeye devam etmeleri gerektiğini belirtti. Bu, özellikle sivil toplum tarafından paylaşılan ve seçimlerin izlenmesi için hayati önem taşıyan, engellenmesi seçim sonuçları üzerinde olumsuz bir etki yaratabilecek içerikler için önemlidir. Sosyal medya şirketleri, seçim dönemi boyunca halkın platformlarına erişimini sağlamak için acil durum planları oluşturmalıdır.

 

ARTICLE 19 Avrupa Direktörü Sarah Clarke, “Sosyal medya şirketleri, bağımsız gözlemcilerin değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, hükümetin olumsuz gördüğü içerikleri çıkarmaları konusunda yoğun bir baskıyla karşılaşabilir. Şirketlerin bu baskılara direnmeleri ve bu kritik seçim döneminde kendilerini hak ihlallerinin ortağı haline getirecek tedbirlere karşı koymak için ellerinden geleni yapmaları çok önemlidir” dedi.

 

Teknoloji ve haklara ilişkin diğer İnsan Hakları İzleme Örgütü raporları için :
https://www.hrw.org/topic/technology-and-rights

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün diğer Türkiye raporları için:
https://www.hrw.org/europe/central-asia/turkey

Dijital haklara ilişkin diğer ARTICLE 19 raporları için: https://www.article19.org/issue/digital-rights/

Türkiye’ye ilişkin diğer ARTICLE 19 raporları için: https://article19.org/region/turkey

Daha fazla bilgi için:
İstanbul’da, Emma Sinclair-Webb (İngilizce, Türkçe): +90-538-972-4486 (Whatsapp / Signal); veya [email protected] . Twitter: @esinclairwebb

New York’ta, Deborah Brown (İngilizce): +1-347-920-8978; veya [email protected] . Twitter: @deblebrown

Berlin’de, Frederike Kaltheuner (İngilizce, Almanca): +1-917-902-5851; veya [email protected] . Twitter: @F_Kaltheuner

Amsterdam’da, Katia Mierzejewska (İngilizce, Türkçe) [email protected]