‘Nefret söylemi’ nedir? Bir özet

‘Nefret söylemi’ nedir? Bir özet - Media

I. ‘Nefret söylemi’ nedir?

‘Nefret söylemi’ duygusal bir kavramdır ve uluslararası insan hakları hukukunda evrensel olarak kabul edilmiş bir tanımı bulunmamaktadır.

Kişilere yönelik her türlü ayrımcı ifade anlamına gelen “nefret söyleminin” tanımı yasalara uygun olanlar dahil son derece geniş bir ifade skalasını içerir. Dolayısıyla, bu kavram uluslararası insan hakları hukuku uyarınca meşru bir biçimde kısıtlanabilecek ifadeyi tanımlamada kullanılmak için aşırı muğlaktır. ‘Nefret söylemini’ oluşturan diğer unsurların neler olduğuna dair tartışmanın uygun yanıtı ihtilaf ve belirsizliklere yol açmaktadır.

II. Yasalara uygun olan ve olmayan ‘nefret söylemi’

Yukarıdaki nedenlerle, ARTICLE 19 ‘nefret söylemine’ yönelik etkili ve tüm boyutları dikkate alan incelikli bir müdahalenin kritik öneme sahip olduğunu düşünmektedir. “Nefret söylemini” ifadenin ağırlığı ve etkisine göre -uluslararası insan hakları hukukunda belirtildiği şekilde- belirlemek için bir tipoloji öneriyoruz. Bu tipolojiyi, ifade özgürlüğü ve eşitlik hakkının karşılıklı olarak pekiştirici niteliğini dikkate alan uygun yanıtlara rehberlik etmesi için öneriyoruz.

1- Yasaklanması gereken ‘nefret söylemi’

2. Yasaklanabilecek ‘nefret söylemi’, MSHUS 19(3) Maddesinin üç aşamalı testi uyarınca: a) kanunen öngörülmüş olmalı; b) meşru bir amaç taşımalı; ve c) demokratik bir toplumda gerekli olmalı.

3. Hukuka uygun ‘nefret söylemi’

 

III. ‘Nefret söylemi’ nefret suçlarından nasıl ayrılır?

‘Nefret söylemi’ ve ‘nefret suçları’ sıklıkla bir arada ve birbirinin yerine kullanılıyor fakat birbirinden ayrılması gerekmektedir. Her iki kavram da tahammülsüzlük ve önyargı belirtisi göstermektedir ancak her ‘nefret söylemi’ bir kaygıya yol açarken her zaman ceza gerektiren bir suç teşkil etmez. Devletlerin ceza, medeni ve idari kanunlardaki önlemleri alarak ağır ‘nefret söylemi’ biçimlerini yasaklaması gerekmektedir.

Uygun şekilde cezai yaptırımı gerektirebilecek en şiddetli nefret söylemi türleri arasında ‘soykırıma teşvik’ ve bilhassa ‘şiddet, düşmanlık ve ayrımcılığa teşviki oluşturan ayrımcı nefretin savunulması’ gibi ağır nefret söylemi yer alır. Bu durumlarda ‘nefret söylemi’ cezai yaptırım gerektiren dışa vurumcu bir fiil haline gelebilir. Diğer yandan, ‘nefret söylemi’ ‘nefret suçunun’ bir unsuru olmayabilir.

IV. Hangi  ifadeler otomatik olarak ‘nefret söylemi’ değildir?

  • Son derece rahatsız edici ifadeler: Uluslararası ifade özgürlüğü standartları rahatsız edici, huzur bozan, şok edici ifadeleri korumakta ve sadece birey veya bir gruba yönelik ‘suça’ sebebiyet verme konusuna dayalı sınırlamalara izin vermemektedir.
  • Kutsal değerlere yönelik rahatsız edici ifadeler veya “dine yönelik karalama”: Uluslararası insan hakları hukuku din veya inanç sistemleri gibi soyut kavramları değil insanları korumaktadır. Fikirler ve kişilerin inançları arasında bir ayrım gözetmekte; kavram olarak din veya inançların kendisini karşıt yorum veya eleştiriden korumamaktadır.
  • Tarihi olayların inkarı: Tarihi olayların inkarı tahammülsüzlük konusunda kaygılara yol açıp, yasalara göre ‘nefret söylemi’ olarak değerlendirebilse de böylesi ifadelerin sınırlandırılması sadece şiddet, düşmanlık ve ayrımcılığa tahrik edici ayrımcı nefreti savunulması eşiğini aşan fiiller için söz konusu olmalıdır.
  • Terör eylemlerine ve aşırılıkçı şiddete tahrik: Uluslararası hukuka göre Devletler terör eylemlerine tahriki yasaklamakla yükümlüdür. Ancak, bir ifadeyi milli güvenliği korumak için sınırlandırma MSHUS 19(3) Maddesinde belirtilen üç aşamalı test ile uyumlu olmalıdır.
  • “Devlet” ve kamu görevlilerini koruma: Uluslararası standartlar ifade özgürlüğüne “devlet” veya onun sembollerini hakaret veya eleştiriden korumak için getirilen kısıtlamalara izin vermemektedir. Bu kurumlar ve semboller kişi, dolayısıyla da hak sahibi olmadığı için ‘nefret söyleminin’ hedefi olamazlar.
  • Karalama: Karalamaya karşı getirilen hukuki koruma kişinin herhangi bir biçimde nefret savunuculuğu yapmasını gerektirmez, karalama karşıtı kanunlar bireylerin itibarını korumayı amaçlar ve ‘nefret söyleminden’ ayrı tutulmalıdır.

V. ‘Nefret söylemi’ne müdahale: farklı aktörler ‘nefret söylemi’ ile nasıl mücadele edebilir?

  1. Devletler ifade özgürlüğü ve eşitliğin olduğu, ayrımcı olmayan bir ortamı oluşturmalı; önyargı ve ayrımcılıkla başa çıkmak üzere bir dizi pozitif önlem uygulamalı; nefrete yol açan temel nedenleri ve aynı zamanda mağdurların ihtiyaçlarını karşılamayı ele almalıdır.
  2. Sivil toplum, medya ve şirketler dahil diğer paydaşlar ‘nefret söylemi’ ile mücadele etmek için önyargı ve tahammülsüzlüğün temel nedenleriyle başa çıkmak için gönüllü inisiyatifler oluşturmalıdır.

VI. Çevrimiçi Nefret Söylemi

Yaygın Sosyal Medya Platformlarının ifade özgürlüğü ve özel yaşama saygı gösterme; çalışmalarının insan hakları etkisini değerlendirme; ihlal durumlarında ise kullanıcılarını telafi sağlamakla yükümlüdür.  İçerik yönetim politikaları, nefret mağdurlarının ihtiyaçlarına şeffaflık ve gerçek hesap verebilirlik mekanizmalarıyla uygulanarak yanıt vermelidir.

Devletler çevrimiçi içeriğin ötesine bakması, ayrımcılığın temel nedenlerini ele almaya odaklanması ve çevrimiçi nefret, istismar belirtisi gösteren toplumsal sorunları ele alacak pozitif adımlar atması gerekmektedir.

 

 

Bu yayın ve Türkçe çevirisi Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla ARTICLE 19 sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.