Türkiye: Çevrimiçi panel – Hızlı düşüşün tablosu: Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesi

Türkiye: Çevrimiçi panel – Hızlı düşüşün tablosu: Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesi - Protection

28 Ocak 2020’de Türkiye’deki insan hakları durumu Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İzleme (EPİ) mekanizması kapsamında değerlendirilirken aynı gün İstanbul’da sivil toplum önderlerinden Osman Kavala sahte suçlamalarla hâkim karşısındaydı. Türkiye heyetinin Cenevre’deki açıklamaları ile gerçekte yaşanmakta olanlar tamamen ters düşüyordu.  

Bu Pazartesi, 28 Eylül’de, Türkiye, Cenevre’de gerçekleşecek BM İnsan Hakları Konseyi oturumunda Evrensel Periyodik İzleme kapsamında diğer devletlerden aldığı tavsiyeleri resmi olarak cevaplayacak. 

Türkiye uluslararası arenada kendisini haklara saygı duyan bir devlet olarak tanımlıyor ve tutuklu ya da hüküm giymiş gazetecilerin aslında terörist oldukları için cezaevinde olduklarını iddia ediyor. Ancak Türkiye’nin insan hakları durumunun değerlendirildiği 2015 yılındaki son EPİ’den beri ülkedeki ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü durumu dramatik bir şekilde kötüleşti. ARTICLE 19, European Centre for Press and Media Freedom, English PEN, Freemuse, IFEX, International Press Institute, Norwegian Pen, P24 ve PEN International’ın da dahil olduğu bir koalisyon bu olağandışı düşüşün tablosunu BM İnsan Hakları Konseyine EPİ kapsamında ortak bir raporla  sundular.

 Sadece bu yıl, Türkiye halkı ifade özgürlüğüne karşı her alanda yapılan saldırılara maruz kaldı. Güneydoğu’da demokratik yollarla seçilmiş belediye başkanları görevden alındı ve tutuklandı. İşlerini yaptıkları için tutuklu veya hükümlü bulunan gazeteciler ve insan hakları savunucuları, Covid-19 salgını sonrasında getirilen infaz düzenlemesinin dışında bırakıldı ve tahliye imkanından yararlanamadı. Teknoloji şirketlerini Türkiye’de ofis açmaya ve yetkili makamların ağır sansür politikalarını uygulamaya zorlayan yeni sosyal medya düzenlemesi Meclisten hızla geçirilerek yasalaştı. Tüm bunlar olurken, Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olmaya devam ediyor. Binlerce gazeteci ve sivil toplum aktörü gözaltı ve soruşturmalarla sürekli devam eden bir tacizle karşı karşıyalar. 

Geride bıraktığımız son dört yıla baktığımızda sivil toplum ve medya aktörleri için ne gibi dersler çıkarılabilir? Türkiye’deki STK’lar ve onları dünya genelinde destekleyenler, uluslararası insan hakları mekanizmalarını Türkiye’yi ihlaller karşısında sorumlu tutmak için daha iyi nasıl kullanabilirler? Teknoloji şirketleri Türkiye’deki kullanıcılarının haklarını korumak için neler yapabilir? Yetkililerin “gazeteciler terörist oldukları için hapiste” söylemiyle en iyi nasıl mücadele edebiliriz? Ve sivil toplum çalışanları çalışmalarına devam etme gücünü nasıl bulabilir? 

 Bu soruları ve daha fazlasını tartışmak için panelimize katılın. Panelde uzmanlar Türkiye’nin son dört yıldaki insan hakları karnesini ele alacak ve Türkiye’nin Evrensel Periyodik İnceleme kapsamında diğer devletlerden aldığı tavsiyelere ilişkin cevaplarını ve son güncel gelişmeleri tartışacak.

Moderatör: Sarah Clarke, Avrupa ve Orta Asya Yöneticisi, ARTICLE 19

Panelistler:

  •       Yaman Akdeniz, Akademisyen, dijital haklar uzmanı ve İFÖD eş-kurucusu
  •       Nurcan Baysal, Bağımsız gazeteci
  •       Mehveş Evin, IPI temsilcisi ve gazeteci
  •       Andrew Finkel, Gazeteci ve P24 eş-kurucusu

Çevrimiçi panel 28 Eylül Pazartesi günü Türkiye saatiyle 18.00–19.30 arasında gerçekleşecek. (yerel saatinizi buradan kontrol edebilirsiniz). 

Türkçe’ye simültane çeviri olacaktır. Tartışmaya katkıda bulunmak Soru-Cevap bölümünde mümkün olacaktır.

Bu çevrimiçi panele katılım için kayıt zorunludur. Etkinliğe bağlanmak için gerekli bilgiler katılımcılara kayıtlarının onaylanmasından sonra gönderilecektir. 

Lütfen buradan kayıt olunuz.

Etkinlik Avrupa Birliği fonlarıyla finanse edilmektedir.