Türkiye: İnternet kısıtlaması insan hakları ihlali

Türkiye: İnternet kısıtlaması insan hakları ihlali - Digital

Photo credit:Sergei Elagin / Shutterstock

ARTICLE 19, Türkiye’de meydana gelen büyük depremlerin ardından Şubat 2023’teki bant genişliği daraltması ve GSM operatörlerinin hizmet kesintisi ile ilgili suç duyurusu dosyasına uzman mütalaası sundu. 01 Mart 2023 tarihinde sunulan uzman görüşünde, özellikle doğal afet gibi durumlarda internet kesintisinin ve internete erişimi kesintiye uğratma amaçlı diğer müdahalelerin gerekli ve orantılı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve asla haklı görülemeyeceği; bu nedenle bu müdahalelerin Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtildi. Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, internet kısıtlaması kararının uygulanmasına neden olan koşullar hakkında uygun ve hızlı bir soruşturma yürütmesi ve sorumlulardan hesap sorulması için gerekenleri yapması çağrısında bulunuldu.

6 Şubat’ta Türkiye’yi iki büyük deprem vurdu. Depremler Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye ve Adana başta olmak üzere birçok il, ilçe ve köyde on binlerce kişinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlandı. Enkaz altında kalan çok sayıda kişinin kurtarma ekiplerine ulaşmak için cep telefonlarını ve sosyal medya platformlarını kullandığına dair çok sayıda haber yayınlandı. Ayrıca, hayatta kalanların acil yardım çağırmak için ana platformlardan biri olarak Twitter’ı kullandığı ve kurtarma ekiplerinin platformda paylaşılan bilgi ve konumları kullanarak operasyonlarını organize ettiği bildirildi.

8 Şubat’ta, Twitter ve TikTok platformlarına erişimin bazı internet servis sağlayıcısında kısıtlandığı, diğerlerinde ise sınırlı erişim olduğu bildirildi. Akabinde, bu sosyal medya platformları Türkiye genelinde yaklaşık 12 saat boyunca sanal bir özel ağ veya VPN olmadan erişilemez durumda kaldılar. Kesintinin nedenleri belirsiz olsa da, hükümetin afete müdahalesine yönelik çevrimiçi eleştiriler arttıkça, bu sosyal medya platformlarının Türkiye’deki başlıca mobil ve internet sağlayıcılarda erişilemez hale getirildiği iddia edilmektedir.

Müdahalenin zamanlaması da kritikti, zira ilk 72 saat içinde zamanında yapılacak müdahaleyle insanların hayatlarının kurtarılabileceği bir zamanda bu müdahale gerçekleşmiştir. Kesintilerin insanların hayati hizmetleri ve kurtarma ekiplerini aramasını imkansız hale getirdiği ve bu nedenle bireylere ve topluluklara daha ciddi zarar verdiği ileri sürülmüştür.

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Eşbaşkanı Avukat Veysel Ok, internet kesintisi ve hizmetlerinde sorunlar yaşanan GSM operatörleri ilgili hem Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı hem de GSM operatörlerinin yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu ve gerekli soruşturmanın yapılmasını ve sorumlular hakkında kamu davası açılmasını talep etti.  ARTICLE 19, kesintinin ifade özgürlüğü hakkı da dahil olmak üzere uluslararası ve bölgesel insan hakları standartlarını ihlal ettiğini belirten uzman mütalaası ile yapılan suç duyurusunu desteklediğini belirtti.

Uzman görüşünde, tam olarak doğal afet gibi durumlarda internetin yavaşlatılmasının ve internete erişimle ilgili diğer kasıtlı kesintilerin haklı gösterilemeyeceğini vurguluyoruz. Bu müdahalenin orantılı olarak değerlendirilebilmesi için akla yatkın herhangi bir gerekçenin olabileceğini düşünmüyoruz.

Son olarak ARTICLE 19 olarak, Veysel Ok’un internet kesintisine yol açan koşullar hakkında uygun ve hızlı bir soruşturma yürütülmesi ve sorumlulardan hesap sorulmasını sağlamak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı çağrıya da katılıyoruz.

Uzman mütalaasının Türkçe metni

Expert opinion in English